22 Ocak 2013 Salı

İnsanlar ne zamandan beri ayakkabı giyiyor?


Ayak yere basarak vücudun tüm ağırlığını taşır. İnsan gövdesinde en ağır görev
ayaklara düşer. Yetişmiş bir insanın vücudunda 206 kemik vardır, bunların
neredeyse dörtte biri, 62 adedi ayak ve bacaklarımızdadır. Vücut ağırlığım
taşıyan ve hareketi sağlayan bu organın bakımı ayakkabı ile başlar.
Ayak kemikleri yere düz basmaz. Taban çukuru denilen içbükey bir kubbenin iki
ucuna ve kenarlarına basılır. Ayağın taban kısmının yapısı oldukça karışıktır.

Burada birçok kas, kiriş, damar ve sinir yer almaktadır. Vücudumuzdaki
kasların içinde en güçlüsü tabanlarımızda bulunur. İnsanın en hassas
bölgelerinden biri olan bu bölgeyi korumak insan hayatı için çok önemlidir.
Çoğu ayakkabı 'taban' adı verilen ve kullanıldıkça eskiyen kalın bir alt parça ile
'saya' adı verilen ve ayağı saran daha ince bir üst parçadan oluşur. Ayakkabılar
dünyada çok farklı iklimlerde yaşayan insanların yaşam şartlarına göre
değişiklik gösterdiği gibi tarih boyunca moda da ayakkabıların şekilleri üzerinde
çok etkili olmuştur.
Gerçi İspanya'daki 12-15 bin yıl öncelerine ait mağara resimlerinde erkeklerde
deri, kadınlarda kürkten yapılmış giysiler görülüyor ama dünyadaki en eski
ayakkabı izine, kuruyan çamur içinde sertleşip günümüze kadar kalmış olarak
Mezopotamya'da rastlanmıştır.
Günümüzdeki anlamı ve şekli ile ayakkabının ilk olarak sandalet şeklinde sıcak
iklimli ülkelerde ortaya çıktığı sanılıyor. İlk ayakkabılar ham deri, ayağın
girebileceği şekilde bir zarf haline getirilerek yapılırdı. Bu ayakkabılar ayağın
altını kızgın kumlardan, üstünü güneş ve sıcaktan koruyorlardı.


Mısır sanat eserlerinde hükümdar ve tanrılar daima çıplak ayaklı olarak
görülürler. Sandaletlerin ise bu devirde sadece ev içinde giyildiği tahmin
edilmektedir. Hititler bugün Anadolu'da çok az da olsa hala kullanılan çarıklara
benzer ayakkabılar giyerlerdi.
Ortaçağda kızı evlenen bir baba onun üzerindeki otoritesini evleneceği adama bir
ayakkabı töreni ile devrediyordu. Bugün bazı Batı ülkelerinde yeni evlenen çiftin
arabalarının arkasına ayakkabı bağlama adeti de o günlerden, kız babasının
damadına kızının ayakkabılarından birini vererek, artık onun himayesine
girdiğini belirtmesi adetinden kalmadır.
Avrupa'da 11. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar sivri burunlu ayakkabılar moda oldu.
Ortadoğu bölgesinde ise ayağı kızgın kumlardan korumak amacı ile yüksekte
tutabilmek için ayakkabılara topuk ilave edildi. Avrupa'da 16. ve 17. yüzyıllarda
bütün ayakkabıların topukları kırmızı renge boyanıyordu.
Avrupa'da 18. yüzyıla kadar kadın ve erkek ayakkabıları farklı değildi.
Yüksekliği 15 santimetreyi bulan topuklu ayakkabıları Avrupa'da o yıllarda
sadece üst sınıfa mensup insanlar (tabii iki kişinin yardımıyla) giyebiliyordu.
19. yüzyıla gelene kadar tüm dünyada her iki ayak için de eş ayakkabılar
kullanıldığını yani ayakkabılarda sağ sol farkının olmadığını biliyor muydunuz?
Sağ ve sol ayaklar için ayrı ayrı ayakkabı üretimine ilk olarak ABD'de,
Philadelphia'da başlandı.
Altı lastik ayakkabılar ise ilk olarak 1916'da yine ABD'de yapıldı ve bunlara 'ket'
(ked) adı verildi. Botlar ise ata binmenin yaygın olduğu soğuk ve dağlık bölgeler
ile sıcak ve kumlu çöllerde ortaya çıktılar. Kadınlar için ilk bot 1840 yılında
Kraliçe Victoria için dizayn edildi. Bağcıklı rahat yürüyüş ayakkabısı ise Birinci
Dünyâ Savaşı sırasında ortaya çıktı.
Osmanlı Türkleri'nde de deri işleme sanatının çok gelişmiş olması ve özellikle
Yeniçeri Ocağı'nın at binmede uygun olan yumuşak deri çizmelere gösterdiği
ihtiyaç yüzünden ayakkabıcılık çok gelişmiştir.
Bugün artık en ilkel topluluklarda bile insanlar bir çeşit ayakkabı giyiyor.
Dünyada kaç çift ayakkabı var bilinmiyor ama uzayda dolaşan bir çift olduğu
biliniyor. Ay'a ilk ayak basan astronot Neil Armstrong'un ayakkabıları dönüş
yolculuğunda herhangi bir hastalık veya bilinmeyen bir kirlenme tehlikesine
önlem olmak üzere dünyaya getirilmeyip uzaya bırakılmış. Şimdi uzayda dolanıp
duruyorlar. Diğer astronot ile daha sonra gidenlerin ayakkabılarışimdi neredeler
acaba?

Emre Korugan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder